Kültür, gastronomi, mimari ve ekonomik anlamda Japonya’nın en gelişmiş şehirlerinden biridir Kyoto. Bu şehrin güzelliğinin kanıtı ise çok kez dünyanın en güzel şehri olarak tescillenmiş oluşudur. Kyoto aynı zamanda Japon imparatorluğuna bin yıl boyunca başkentlik yapmış kadim bir şehirdir. Kyoto isminin Japoncada karşılığı ise ‘‘Başkentlerin başkentidir.’’
İkinci dünya savaşı sırasında ABD’nin acımasız ve yok edici bombalarından kurtulabilen nadir Japon şehirlerindendir. Geçmişten gelen öneminin vermiş olduğu çeşitlilik ile de şehir dini açıdan da zengindir ve iki binden daha fazla tapınağa da ev sahipliği yapmaktadır.
Kiraz çiçekleri ve sakura ağaçları şehrin siluetini güzelleştirmektedir. UNESCO Dünya Mirası Listesinde Kyoto’dan on yedi eser yer almaktadır. Fakat Kyoto gibi önemli bir şehir için şaşırtıcı olan ise bu şehirde havalimanının olmayışıdır.
Efsanevi Gezilecek Yerler: Altın Tapınak Ve Arashiyama Bambu Ormanı
Kyoto, Japonya’nın en ünlü turistik şehirlerinin başında gelir. Tarihi, kültürel ve turistik açıdan Kyoto dünyanın en iyi gezi rotalarından birini doğal olarak sizlere sunar. Tarihi özelliklerini ve geçmiş kültürünü muhafaza eden Kyoto, Japonya’nın kültür kyotmerkezidir diyebilirim.
Tapınaklar, müzeler, heykeller, tablolar gibi sanat eserleriyle her adımda karşılaşmamız mümkün. Kyoto oldukça cömerttir ve yılın her ayı farklı bir güzelliği görmeniz için sizlere sunar. Bu güzel ve efsanevi şehirde gezilecek sayısız yer mevcut ancak ben sizlere Altın Tapınak ve Arashiyama Bambu Ormanından biraz bahsetmek istiyorum.
Kyoto’da ziyaret etmeniz gereken eserlerden biri kesinlikle Altın Tapınaktır. 1394 yılında inşa edilirken dış cephesine altın varaklar monte edilmiştir. Altın Tapınak büyük bir yangın geçirmiş ve sonrasında 1955 senesinde aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir. Tapınağın altın rengi, üzerinde kurulu olduğu göle yansır ve seyri doyumsuz bir manzara oluşturur.
Arashiyama Bambu Ormanı ise turistlerin en çok ziyaret etmeyi sevdiği yerlerdendir. Huzur veren sessizliğin içinde gökyüzüne doğru sıra sıra uzanan bambu ağaçlarından etkilenmemek imkansız. Huzuru hissetmek için gelenler her mevsim bu ormanın onlara sunacağı farklı güzelliklerle karşılaşırlar.
Geleneksel Japon Mutfağının Lezzetleri
Japonya gelenekleri, kültürü, teknolojisiyle olduğu kadar yemek kültürü ve mutfağıyla da dünyada önemli bir yere sahiptir. Japon mutfağı aynı zamanda yemek sunumları ve sofra adabı ile de oldukça popülerdir ve bu eşsiz kültür insanlarda sürekli bir merak duygusu uyandırmaktadır.
Yemek kültürlerini ‘‘5 Kural’’ dedikleri bir sisteme dayandırmışlardır. Bahsettiğim 5 rakamı, 5 farklı rengi ifade eder. Kırmızı, beyaz, yeşil, siyah ve sarı renge sahip doğal gıdaların yemek yapımında kullanımını vurgular. Sizler için Japon mutfağına ait en popüler 10 yemeği sıralıyorum; suşi, miso çorbası, soba, tempura, kaiseki, yakitori, tsukemono turşusu, undo ve sukiyaki.
Şinto Tapınakları ve Budist Tapınakları
Japon kültürü çok eski ve kadim geleneklere dayanır. Gelenekleri dini inançları ile harmanlanmış durumdadır. Ülkede birçok din vardır ve bu dinlere mensup insanlar tapınaklarda ibadetlerini yapmaktadırlar.
Yeni inşa edilmiş tapınaklardan, yüzlerce yıl önce inşa edilmişlerine kadar gerçekten çok fazla sayıda tapınak mevcuttur. Ben sizlere en dikkat çekici olan Şinto Tapınakları ve Budist Tapınaklarından bahsetmek istiyorum.
Şinto Tapınakları, Şintoizm’de çok tanrılı bir öğretiyi benimsemiş olan Japon mensupları tarafından, bu tapınaklarda inançları uyarınca ibadetlerini gerçekleştirirler. Ülkenin genelinde 80 bin kadar bu tapınaklardan bulunmaktadır.
Diğer dinler için inşa edilmiş tapınaklara göre oldukça sade bir mimari ve doğaya zarar vermeyecek bir mühendislik ile inşa edilmişlerdir. Şinto Tapınakları ahşap malzeme kullanılarak inşa ediliyor. Genelde ahşapları Hinko Selvi ağacından tercih ediliyor ve tapınağın yapımı tamamlanınca boyanıyorlar.
Bu tapınakların en önemli özelliklerinden biri de çivi ya da benzer bir birleştiricinin kullanılmamasıdır. Ahşaplar birbirine geçme tekniği ile sabitleniyor. Duvar kısımları ise bambu ve alçı karışımı ile oluşturulup binanın kolonları arasına yerleştirilerek duvarları oluşturuluyor. En ünlü Şinto Tapınakları; Itsukuşima Tapınağı, Toshogu Tapınağı, Izumo Taisha Tapınağıdır. Listeye ekleyebileceğimiz daha fazla Şinto Tapınakları ebette vardır.
Budist Tapınakları ise Japonya’nın en büyük dini inançlarından olan Budizm’e aittir. Bu tapınaklar oldukça büyük olabiliyor. Çoğunda pagoda adı verilen çokgen formlu kule şeklinde yapıları göreceksiniz.
Bu yapıların kimi ahşaptan, kimilerini ise taştan yapılmıştır. Ahşap olanlar iki ila beş katlı olacak şekilde inşa edilmişlerdir. En küçük olanı üç metre civarındadır. İçeride ise genelde senko denen tütsüler yakılmaktadır.
Bu tapınaklarda çok sayıda Budist heykelleri bulunur. Bu binalar için kapıları ayrı bir önem arz etmektedir. En ünlü Budist Tapınakları ise; Sensoji Tapınağı, Kiyomizudera Tapınağı, Todaiji Tapınağı, Kinkakuji Tapınağı, Hasedera Tapınağıdır. Bu tapınaklar için de yine daha fazlasını listemize eklemek mümkündür.
Geleneksel Kimono Deneyimi
Kimono, Japonların dünyaca ünlü geleneksel kıyafetinin adıdır. Hatta öyle benimsenmiştir ki dünya tarafından Japonya’nın sembollerinden biri olarak kabul edilir. Bu kıyafet yaklaşık beş yüz yıldır kullanılmaktadır.
Yüzyıllardır kullanılan bu kıyafet pek değişime uğramadan günümüze kadar ulaşmıştır. Kimononun yapısı bornoza benzer ve bu kıyafette düğme kullanılmaz. Bel kısmı kuşak benzeri bir kumaş ile sarılır. Bu kuşağa ‘‘Obi’’ denilmektedir ve özel bir bağlama stili vardır. Gösterişli olan bu kıyafetin giyilebilmesi oldukça kolaydır.
Kimono kelimesinin anlamı ise ‘‘Giysi’’dir. Kadınlar ve erkekler bu geleneksel kıyafetleri giyebiliyorlar. İkinci dünya savaşına kadar yaygın şekilde giyilen kimono savaş sonrası küreselleşen dünya ile Japonlarda bu geleneksel kıyafetleri dolaplarına kaldırdılar. Günümüzde ise özel törenler ya da düğünlerde kullanılabilmektedir fakat günlük hayatta kullanımı neredeyse yok gibidir.
Kimono sade ve tek parça gibi görünse de aslında birçok tabaka halinde ele alınmaktadır. Nagajuban, kimononun alt bölümüne giyilen kısımdır. Eri shin, yaka kısımlarını ifade eder. Kimono, kıyafetin ana unsuru tüm vücudu kapsayan kısımdır. Obi, bele sarılan kuşak kısmı. Obijime, kuşak kısmının üzerinde konulabilen dantel. Tabi, geleneksel beyaz çoraplar. Jori, kimononun altına giyilen ayakkabı.
Hanami: Kiraz Çiçeği Festivali
Mart ayının son demlerinde başlayarak mayıs ayının ilk haftalarına değin kiraz çiçekleri Japonya’da açmaktadır. Kiraz Çiçeği Festivali, işte bu açan kiraz çiçeklerine ithafen yapılan bir festivaldir.
Hanami’yi, aslında Japonların yüzyıllardır kültürlerinde var olan bir baharı karşılama geleneği olarak nitelendirebilirim. Japon kültürünün çok tanrılı ögeler barındırdığına değinmiştim. İşte bu sebepten kiraz çiçeklerini kutsal olarak kabul ediyorlardı.
Çiftçiler tarlalarını ektikten sonra bereketli bir mahsul elde edebilmek ve tarlalarının verimin arttırabilmek için kiraz çiçeklerinden medet umarak onlara dualar ederlerdi. Böylece kiraz çiçeklerine bir çeşit kutsallık atfederlerdi.
Bu festival, günümüzde ki festivallere nazaran oldukça sade geçiyor. Muhteşem güzellikteki kiraz çiçeklerinin huzur veren güzellikleri altında insanlar bir araya geliyorlar. Festivale katılan insanlar yanlarında yiyecek ve içeceklerini getirerek kiraz çiçekleri altında tüketiyorlar.
Bu etkinliğe Japonlar gece saatlerinde de devam ediyorlar. Gece düzenledikleri etkinliklere ise ‘‘Yozakura’’ ismini vermişler. Etkinlikler gece düzenlendiği için kiraz çiçeklerinin üzerlerine kağıttan yapılmış fenerler asarak, festivalin güzelliğine güzellik katıyorlar. Hanami’yi en iyi gözlemleyebileceğiniz yerler ise Yoyogi Parkı, Kinkakuji, Sakuranomiya’dır.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,
Anıl UZUN