mısır

Antik Mısır’ın Büyüsü: Nil Nehri Seyahati

Antik Mısır, M.Ö 3.100 yılından başlayarak tam 3.000 yıl boyunca bölgesinin adeta süper gücü olarak kadim bir medeniyet oluşturmuştur. Mısır uygarlığını oluşturan insanlar yerleşik şekilde tarım hayatına geçmişlerdir, böylece kentleşme ve ekonomik alanda büyük ilerlemeler yaşadılar.

Bahsettiğim bu yerleşik hayat M.Ö 6.000 yılında tam anlamıyla başlamış oldu. Antik mısır yazı aracı olarak hiyeroglifleri kullandı. Mısır giderek güçleniyordu ve devlet işlerinde kayırt tutmak onlar için çok önemliydi. Mısırlılar edebiyatta da çok iyilerdi ve bu eserlerini papirüslere, kil tabletlere ve taşlara geçirdiler. Bu eserlerin bazıları günümüze değin ulaşmayı başardı.

Zengin Mısırlılar ölülerini gömmek için büyük mezarlar inşa ettirme gelenekleri edinmişlerdi. Bu mezarlar dev piramitlerin öncüsü olarak kabul edilmektedir. Bilinenin aksine piramitleri yalnızca köleler değil, tarım sezonu bittiğinde işsiz kalan köylüler tarafından da inşa edilmiştir. Ayrıca halktan vergilerini ödeyemeyenlerde, vergi borçları karşılığında piramitlerin yapımında çalışıyorlardı.

Antik Mısır için Nil Nehrinin ayrı bir önemi vardı. Nil Nehri taştığında tarımda bolluk yılları yaşanırdı. Fakat Nil taşkına uğramadığı yıllarda ise tarımda verimsiz zamanların geldiği anlaşılırdı.

Luxor’da Tarihi Tapınaklar ve Piramitler

antik mısır

Luxor, dünyanın en büyük ve en gizemli açık hava müzesidir. Luxor, Mısır’ın kadim medeniyetine ışık tutan ihtişamlı tapınaklarına da ev sahipliği yapmaktadır. Dünyanın bilinen en eski başkentlerindendir. Başkent olması sebebiyle de oldukça gelişmiştir.

Bu gelişmişliğin bazı göstergeleri ise inşa ettikleri muhteşem tapınaklar ve anıtsal mimarileridir. Luxor tapınakları ve anıtları arasında başlıca olanlarını şu şekilde sıralayabilirim; Luxor Tapınağı, Goornah, Ramesseum, Memnon Heykelleri, Deir-el Bahari ve Karnak Tapınağı.

Antik Mısır’ın piramitleri çoğunlukla krallarının mezarları olarak inşa edilmiştir. 100’ün üzerinde piramit günümüze ulaşmayı başarabilmiştir ve bu piramitlerden olan 145,75 metre yüksekliğinde ki Keops Piramidi dünyanın 7 harikasından biri olarak tescillenmiştir.

Mısır’da bulunan en eski piramit ise Imhotep Piramididir. Bu yapılar öylesine gizemli sanat eserleridir ki yapımında çalışan işçiler, hatta mimarlar bile piramit tamamlandıktan sonra gizemlerini korumak için öldürülmüşlerdir.

Hala birçok sırrı çözülememiş piramitlerde 20 tonluk taş bloklar kullanılmıştır. Yüzlerce kilometre uzaklıktan nasıl oraya getirildiler ve nasıl bir bir piramitlere yerleştirildiler halen gizemini koruyan bir konudur.

Piramit kimin adına inşa edilmişse o kişi öldükten sonra mumyalanarak buraya defnedilirdi. Bu yapıların hayret verici bir özelliği ise piramide defnedilen kralın doğduğu ve tahta çıktığı tarihlerde mezar odasına senede yalnızca iki kez güneş ışığının girmesidir.

Mumyalarda radyoaktif birtakım maddeler keşfedilmiş fakat bundan habersiz olan ilk 12 arkeolog ölmüştür. Piramitlerin içinde yer alan hiyerogliflerde uzay aracı, helikopter, tank ve uçak gibi birçok şaşırtıcı çizim bulunmaktadır. En ünlü piramitler ise Gize, Keops, Mikerinos, Keferen, Sfenks, Sakkara ve daha birçok piramidi listemize eklemek mümkündür.

Nil Nehri’nde Lüks Bir Yolculuk

Afrika’nın Victoira Gölünde doğan Nil nehri belki de dünya üzerinde en çok konuşulan ve en çok merak edilen nehirdir. Nil 6.650 km’lik uzunluğu ile dünyanın en uzun nehridir. Mısır, Sudan, Etiyopya, Burundi, Ruanda, Kongo, Tanzanya, Kenya ve Uganda sınırlanırının içinden geçerek gerçekten çok uzun bir yol kat eder ve Akdeniz’e dökülür. Nil nehri Antik Mısır’ın kurduğu medeniyetin en büyük dayanaklarından biriydi. Günümüzde bu nehrin üzerine aynı zamanda iki adet baraj inşa edilmiştir.

Nil Nehrinin tarımsal ve ticari alanlarda ki öneminin yanı sıra aynı zamanda turizmcilik faaliyetleri içinde önem teşkil etmektedir. Bu gezilerin çoğunluğu Luxor ve Aswan bölgeleri arasında gerçekleşmektedir.

Nil’i hissedebilmek ve tarihine dokunabilmek için bu nehir üzerinde huzurlu bir geziye çıkmanızı öneririm. Nil’in muhteşem doğasına en ince ayrıntısına kadar tanık olurken Antik Mısır’ı da farklı bir boyuttan görmüş olursunuz.

Bu seyahatler genelde lüks yolcu gemileri ile gerçekleştirilir ve misafirlerine beş yıldızlı otelleri aratmayan bir hizmet ve konfor sunar. Nil Nehri üzerinde yapacağınız bu yolculuk 3 ila 5 saat arasında sürebilir. Antik Mısır’a ait Kom Ombo ve Edfu Tapınağı gibi bazı tapınakları ise yalnızca bu gemi turları ile görülebilmektedir.

Aswan’da Bot Turları ve Eski Kıyı Köyleri

Aswan, Mısır için adeta bir cazibe merkezidir. Nil’in tüm güzelliği bu bölgeye yansımış durumdadır. Eğer Mısır’a gelirseniz bu bölgede yer alan muhteşem güzellikte ki kıyı köylerini ziyaret etmenizi öneririm. Nubya köyü ise tabiri caizse turistler tarafından adeta bir ziyaretçi akınına uğramaktadır. Bu köylere ulaşım genellikle motorlu botlarla sağlanmaktadır ve birçok bot turu da düzenlenmektedir. 

Tarifi zor güzellikte ki mimarileri, saman, kum, kil ve su ile yapılan bir çeşit yapı malzemesi ile oluşturulmuştur. Evlerin tavanlarına güneşin ısısını ve ışığını içeriye eşit şekilde dağıtacak birer kubbe yerleştirilmiştir.

Evlerin duvarlı ise içinizi ısıtacak canlı renkler ile boyanmıştır ve bazı dekoratif süslemeler eklenmiştir. Yelkenli tekneler ile de Nil Nehrinde yelken açarak harika bir deneyimi daha yaşayabilirisiniz. Bu ahşaptan teknelerle yapılan geziler ise yine turistler tarafından oldukça çok tercih edilmektedir.

Antik Mısır Tarihi: Karnak Tapınağı ve Luxor Tapınağı

antik mısır tarihi

Antik Mısır’ın gizemli tarihi halen çözülememiştir ve bu durum insanlarda Mısır’ı ziyaret etme tutkusuna dönüşmektedir. Karnak Tapınağı ve Luxor Tapınağı ise bu ilgiden payını almaktadır. Karnak Tapınağının tam 2.000 yıl boyunca sürekli inşa halinde olduğu düşünülmektedir.

200 dönümlük bir alan üzerine inşa edilmiştir ve dünyanın en büyük tapınağıdır. Tapınağın girişinde sfenks heykelleri sizleri karşılayacak. Bu yapının içerisinde 54.000 metrekarelik Büyük Hipostil Salonu ve onun devasa 134 sütunu yer almaktadır.

Luxor Tapınağı M.Ö 1.400 yılında antik Mısır’da inşa edilmiştir. İnsanlığın geçmişi açısından bu tapınak oldukça önemli bir eserdir. Bazı bölümleri 61 metre uzunluğa ulaşan devasa sütunlarla desteklenmiş oldukça görkemli bir yapıdır.

Günümüze kadar oldukça iyi bir şekilde ulaşmıştır. Böyle iyi bir şekilde korunmasının nedenlerinden biri de dönemin tüm firavunlarının Luxor Tapınağına eklemeler ve güçlendirmeler yapmasıdır. Mısır’da muhakkak görmeniz ve gereken yerlerdendir.

Nubian Kültürü ve Köylerini Ziyaret Etme

Eski Mısır dünya için çok önemli, insanlığın geçmişini öğrenmek için eşsiz bir göstergedir. Nubian kültürü ise müthiş tarihi bir zenginliği bünyesinde barındırmaktadır. Bu bölge Güney Mısır ve orta kuzey Sudan arasında yer alır.

Nubianlılar kendi soylarından olmayan kadınlar ve erkeklerle evlenmezlerdi. Düğünler ise 1 hafta civarında sürerdi. Nubian geleneklerinde de düğünden önce kına yapma adeti vardır. Kadınlar gergar ismini verdikleri özel elbiselerini düğünlerde giyerlerdi. Düğünden hemen önce damat ve akrabaları tüm şehri ve Nubian köylerini dolaşarak insanları düğününe davet ederdi.

Nubianlılar kendi ürettiği tarım ürünlerini yemeklerde kullanırlardı. Sorgum buğdayı ve arpayı çok sık olarak ekerler ve onlardan faydalanırlardı. Kadeb denilen kendilerine özgü ekmekler pişirirlerdi. Bu ekmek daha sonra bazı yemeklerin ana maddesi haline dönüştü. Deve karaciğerini çiğ olarak yemeyi çok severlerdi.

Günümüzde de Nubian bölgesinde ki insanlar tarım ile geçinmektedir. Nil’e kıyısı olan birçok Nubian köyü sellerde yok olmuştur.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Anıl UZUN