londra müzesi

Kültür Ve Sanatın Başkenti Londra Seyahatim

Dünyanın önemli şehirlerini ve özellikle başkentleri gezmeyi her zaman sevmişimdir. Dünya ülkeleri içerisinde her zaman özellikle kültür, sanat, romantizm ve mimari ile ön plana çıkan şehirleri gezmeye çalışırım. Böyle bir amaca sahip olunca elbette listenin içerisinde Londra gibi önemli bir şehri de görmem gerekiyordu. Çünkü Londra, dünya ölçeğinde kültür ve sanatın başkenti olarak adlandırılabilir.

Büyük Britanya Krallığı’nın başkenti Londra, dünyada sanat ve kültür ile örülmüş en gri şehirlerden birisidir. Her noktası ve her sokağı görülmeye değer olan bu şehirde bambaşka bir tarih ve bambaşka bir yaşam temposu yer alır.

Özellikle tarih ve mimari açısından İngiltere’nin ne kadar özverili olduğu düşünülürse, Londra mutlaka görülmelidir. Öyle ki Londra’da halen Osmanlı İmparatorluğu’na ait birçok önemli eseri de görme şansınız yer alabilir.

Londra Nasıl Bir Şehir?

londra

Londra denildiğinde aklınıza elbette ilk olarak güneşin çok az olduğu yağmurlu bir şehir gelebilir. Evet, Londra gerçekten sürekli bir şekilde yağmur ile karşılaşabileceğiniz ve her mevsim serin bir havaya sahiptir.

Fakat benim için milyonlarca insanın yaşadığı bu şehir dünyanın en büyüleyici şehirlerinden birisidir. Örneğin, dünyada sihir ve büyü denildiğinde akla gelen en önemli kavramlardan biri olan Harry Potter ve Hogwarts gibi sinema yapıtları da bu önemli başkentte yaşar. 

Londra’ya adım attığım ilk andan itibaren elbette iklimin temel özelliği ile karşılaşsam da her köşesi beni etkilemeye başlamıştı. Elbette yağmur ile karşılaşacağı mı bildiğim için yanımda şemsiyemi de bulundurmayı ihmal etmedim.

Fakat kentin herhangi bir sokağından gezmeye başladığınız andan itibaren yağmur ne kadar hızlı yağarsa yağsın şehre kendinizi kaptırdığınızda buna hiç aldırış etmeyebiliyorsunuz. Özellikle Londra sokaklarını gezerken birbirine tamamı ile benzeyen evlerin yapısı ve gerçekleştirilen restorasyonların tarihi koruyan özelliği beni çok fazla etkiledi.

Londra’da muhteşem bir kültür ve sanat seyahati gerçekleştirmek için de benim için listede bulunması gereken temel yerleri size kısa kısa anlatmaya çalışacağım. Hangi mevsimde ve hangi tarihte Londra’ya giderseniz gidin kültür ve mimaride etkileyici görseller ile karşılaşmak istiyorsanız, listeye dahil ettiğim bu noktaları mutlaka görmeye çalışmalısınız.

Westminster Sarayı

londra saraylar

Günümüzde Lordlar Kamarası ile birlikte Avam Kamarasının oluşturduğu İngiliz Parlamentosu için kullanılan bu muhteşem saray, özellikle turizmde görsel bir mükemmellik oluşturuyor. Üstelik bilindiği üzere Londra’nın en önemli simgelerinden biri olan Big Ben Saat Kulesi sarayın hemen yanında birleşik bir şekilde inşa edilmiş. Bu muhteşem saat kulesi, dünyadaki en büyük ikinci dört yüzlü saati oluştururken, saray her noktası ile aklınızı başınızdan alabilecek bir mimari sunuyor. 

Westminster Sarayı’nın hemen yanında da London Eye olarak adlandırılan meşhur dönme dolap bulunuyor. Kentin turistik değerini artıran bu dönme dolap, özellikle yüksek bir noktadan Londra’yı görmek istiyorsanız mutlaka tecrübe etmeniz gereken önemli ayrıntılardan birini oluşturuyor. 135 metre yüksekliği sayesinde Avrupa’da en büyük olmak ile birlikte yıllık 3 milyon gibi bir ziyaretçiye ulaşan London Eye, 32 yolcu kapsülü ile gün boyunca çalışmaya devam ediyor.

Buckingham Sarayı

Londra’daki bir diğer önemli saray ise Buckingham Sarayı olmak ile birlikte muhteşem bir bahçeye sahip ve ihtişamı gerçekten göz dolduruyor. Havasının olabildiğince temiz olması açısından yemyeşil bir bitki örtüsü ile çevrelenmiş bu sarayda yüzlerce farklı hayvan türü ile karşılaşabilirsiniz.

Ayrıca zaten saraya ulaşmak için de yemyeşil Green Park içerisinden geçiyorsunuz. Meşhur kıyafetleri ile kraliyet askerlerinin altın yaldızlı büyük kapılarında beklediği bu saray, bugün Kraliyet Ailesinin ev sahipliğini gerçekleştiriyor.

Eğer Kral evinde bulunuyorsa, saray üstünde asıl olan ve dalgalanan bayraktan bunu anlayabiliyorsunuz. Saray bu açıdan istenilen her gün değil kraliyet ailesi için uygun görülen dönemlerde gezilebiliyor. Bu anlamda da Temmuz ve Ekim ayları arasında ziyaret edebiliyorsunuz. Çünkü bu dönemde kraliyet ailesi yazlık saraya geçiyor. Saray’ı görebilmek için de önceden rezervasyon yaparak bilet almanız doğru olacaktır.

Tower Bridge

Londra’nın meşhur köprüsü olan Tower Bridge ise sarayı gören ve saraydan sonra görülmesi gereken ilk duraktır. Köprü, Thames Nehri üzerinde bulunduğu için “Mavi Köprü” olarak da adlandırılır.

Köprü iki katlı olmak ile birlikte bilhassa akşamları köprü üzerindeki ışık şöleni muhteşem bir görsellik ortaya çıkarıyor. Köprünün üst katında yürüyerek Londra manzarasını seyretmeniz mümkün olurken, köprünün en önemli özelliği elbette ki açılabilir-kapanabilir kanatları ile ayrı bir keyif oluşturmaktadır.

Tower Köprüsü’nü görmek için bu bölgeye gittiğinizde elbette ki karşınızda upuzun bir şekilde akıp giden Thames Nehri’ni de göreceksiniz. Kuzey denizine dökülen bu ünlü nehir, Londra’dan geçerken 80 kilometre boyunca akmaya devam eder.

Bu durumda 70 üzerinde semtin içinden geçmeye devam ederken, nehrin iki yakasında Londra kenti Kuzey Londra ve Güney Londra olarak ayrılır. Londra’nın aslı yani şehrin orijinali de Kuzey Londra (Büyük Londra) olarak biliniyor. Aslında nehir üzerinde Londra Köprüsü, Hungerford Köprüsü veya Waterloo Köprüsü gibi farklı köprüler de görebilirsiniz.

Londra’nın Muhteşem Müzeleri

londra müzesi

Londra, kültür ve sanatın yaşatıldığı ve korunduğu şehirlerin başında gelir. Aslında bir noktada dünyanın dört bir tarafından getirmiş oldukları tarihi eserlere sahip çıktıkları ve bazen de bu eserleri geri vermek zorunda kaldıkları herkes tarafından bilinir.

Ancak durum ne olursa olsun Londra’daki müzelerde muhteşem eserler yanında tarih, kültür ve bilim ile karşılaşabilirsiniz. Örneğin, Londra Doğa Tarihi Müzesi dünyadaki en nadir hayvanların yani dinozor gibi eşsiz canlıların sergilendiği bir müzedir. Muhteşem bir gezi için Madame Tussauds Londra Balmumu Heykel Müzesi turu gerçekleştirebilirsiniz. 

Londra Bilim Müzesi gezildiğinde matematik ve doğa bilimleri üzerine 300 yıllık bir bilim tarihi görmek mümkündür. Elbette en büyük müzelerden biri olan British Museum(İngiliz Müzesi) gezildiğinde de dünya genelinden toplanmış ve tarih öncesine kadar uzanabilen birçok eser görebilirsiniz.

Öte yandan UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Greenwich Kraliyet Müzesi ise aslında içerisinde Kraliçe’nin Evi, Ulusal Denizcilik Müzesi ve Kraliyet Gözlemevi gibi binaları da bulundurur. Yine Londra Tasarım Müzesi ise aklınıza gelebilecek birçok farklı alandaki modern tasarımları sergiler.

Londra Ulaşım Müzesi sayesinde 200 yıl boyunca Londra tarihinde kullanılan araçları görebilirsiniz. Farklı bir alanda İngiltere Bankaları Müzesi ile İngiltere Merkez Bankası’nın kuruluşuna kadar bütün İngiltere bankalarının tarihini görmeniz mümkün olacaktır. Hatta müzede gerçek bir altın külçe veya çeşitli para sergileri yer alır.

Şehir merkezinde Londra Müzesi gezildiğinde ise Londra tarihinin izlerini görmeniz mümkün olurken, Victoria ve Albert Müzesi ise apayrı bir sanat müzesidir. Çünkü bu müze dünyanın her tarafından toplanmış olan sanat eserleri ile 3000 yıl öncesine kadar uzanan bir tarih sağlar. 

Windsor Kalesi

İngiliz kraliyet ailesi için ikinci bir yerleşim yeri olan Windsor Kalesi yani Windsor Sarayı ise aslında çok uzun bir tarih boyunca ikametgah olmuştur. Yıl boyunca ziyaret edebileceğiniz ve neredeyse 1000 yıllık olan bu kale, uzaktan göründüğünde dahi ihtişamı ile büyüleyen bir yapıdır.

Aslında Londra’da görebileceğiniz farklı kaleler açısında çift hendekli yapısı ile trenle ulaşabileceğiniz Hever Kalesi veya Dean Ormanı içerisinde düğün gibi etkinlikler için kullanılan Clearwell Kalesi gibi yapılar da bulunur.

Londra’da İlginizi Çekebilecek Her Şey

Londra denildiğinde tarih ve kültür için gezebileceğiniz birçok alan yer alsa da aslında Londra’da ilginizi çekebilecek büyüleyici birçok şey vardır. Örneğin, Londra’da Imperial College London gibi muhteşem bir dünya okulu ile karşılaşabilirsiniz.

Dünyanın dört bir yanından yani her milletten gelmiş insanın Londra’da yaşadığını görebilirsiniz. Londra’da sabahları İngiliz kahvaltısı, öğleden sonra çayı ve tuzlu turtalar gibi özel lezzetleri deneyebilirsiniz.

Londra’da insanların en iyi bildiği simgesel ayrıntılardan bir kentteki kırmızı telefon kulübeleri ve iki katlı otobüsler olarak tanınır. Ayrıca siyah taksiler ve Oxford Caddesi gibi noktalar vardır. Bu ayrıntıları kentte birçok noktada görmeniz mümkün olmak ile birlikte Hyde Park içinde bir gezinti gerçekleştirebilirsiniz. Camden bölgesinde alışveriş yapabilir, Soho’da gece hayatını yaşayabilir veya Sherlock Holmes Sokağı olan Baker Street’te dolaşabilirsiniz. 

Londra’da İşinize Yarayacaklar

Son olarak Londra çok geniş ulaşım imkanlarına sahiptir. Çünkü şehirde 6 tane farklı havalimanı yer alırken, dört bir yandan demiryolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Avrupa Birliği’nden ayrılmış olan ülkede İngiliz sterlini resmi para birimi olarak kullanılır.

Türkiye ile 2 saat gibi bir saat farkı bulunmaktadır. Londra’da şehir içerisinde istediğiniz tramvay, otobüs ya da banliyö hatlarına binmek için de Oyster Card adı verilen bir ulaşım çözümünden yararlanabilirsiniz.

Ayrıca günlük ya da haftalık olarak seçebileceğiniz Travelcard gibi imkanlar da yer alır. Son olarak da Londra’da 60 farklı yeri gezebilmek için yani saraylardan köprülere kadar her noktadan geçerken kullanabileceğiniz London Pass imkanından yararlanabilirsiniz.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Anıl UZUN